Evlilik ve beklentiler
Evlilik öncesi beklentiler çok da
gerçekçi olmayabilir. Yıllarca hayali kurulan evliliğin gerçekleşmesi “mutlu
son” olarak bilinir. Mutlu sondan sonra
ki günler gerçeklerlerin ortaya çıktığı, beklentilerin güncellendiği
dönemlerdir.
Evlilik Gemisi
Limandan çıkan geminin açık denizlerde nelerle karşılaşacağını kimse
bilemez. Yolda yaşanacak tüm olumsuzluklar, fırtınalar, hastalıklar, kazalar
fiziksel yapıda birçok değişimlere neden olabilecektir. Geminin kaptanı,
oluşacak krizler öncesi hep olası sıkıntılı zor dönemlerin nasıl yönetileceğine
odaklanır. Ne yaparsam ben evlilik gemisini o fırtınaların, hastalıkların
güçlüklerin yaşanacağı dönemlerde en az zararla çıkabilirim? Temel olması gereken geminin hep yüzmeye
devam etmesidir. Her sıkıntıda o gemiden
nasıl kurtulabilirim diyen kişi aslında kaptan değildir. “İnsan dünyaya bir
kere gelir”, “hayatımı bundan sonra hasta bir kişiyle mi geçireceğim” “insan
dünyaya eğlenmeye gelmiştir ben sıkıntıya gelemem”, “ben özgür yaşayacağım. İstediğim
zaman istediğimi yapabilmem gerekir” felsefesini çok benimser durumda olmak
sağlıklı evlilik için çok da geçerli bir durum değildir. “Ben manken gibi bir
kişi dururken neden hayatımı onunla tüketeyim?” Erkek iseler yakışıklılıklarının, kadın iseler
güzelliklerini ve cazibelerini kaybedebileceklerini bilmeliler. İlk başlarda
yaşanan o coşkulu hallerin tamamen yok olabileceğini düşünebilmeleri gerekir.
Kadın ve erkeklerin
farklılıkları
Erkeklerin ve kadınların evlilik konusunda beklentileri oldukça
farklıdır. Kadın genellikle “Çocuklarım olsun, evim olsun yuvam olsun vb tarzı
beklentileri var. Kadınlar annelik duyguları, romantizm ve duygusallık daha ön
plandadır. Kadınların estetik algılama kapasiteleri daha güçlüdür. Kadının estetiği algılayan hayalci, tasarımcı keşfeden fark eden farklılıkları
hisseden görebilen yapısı onun genetiğinde var.
Erkek ise varlıklı olmak, statü sahibi olmak, güç sahibi olmak ister.
Erkek dış gerçeklilerle daha çok ilgilidir. O ayrıntıları gözden kaçırabilir. Kadınlar
yaşanan sürece, erkekler ise sonuca ve eyleme odaklanır. Eşine olan olayları anlatan kadına, erkek; ”,…yapsaydın
ya, niye yapmadın?” Türünde eyleme ilişkin tepkileri olur. Kadın ve erkeklerin
hayata bakış açılarındaki farklar onların beklentilerini de farklılaştırır.
Kadınların romantizme odaklanan yönlerine karşın, erkekler erotizmle daha
ilgilidirler.
Ne düşünürseniz o olursunuz
Bir insan neye önem verdiyse beyin
ona paralel bilgi üretmeye başlar. Hayatımızın tam odağında ağırlıklı olarak, para,
cinsellik, siyaset, vb hangisi varsa ona paralel kişiliğimiz gelişmeye başlar.
Bununla ilgili insanın dünyasında baskın konu ne ise aklı o yönde gelişmeye ve
onunla ilgili bilgi üretmeye başlar. Bir kadın fiziksel görünümü çok ön planda
tutuyorsa, bir erkek çok para kazanmayı fırsatları değerlendirmeyi çok önem
vermeye başlıyorsa, o konuda uzmanlaşmaya ve sezgiler o alanda güçlenmeye
başlıyor. Fiziksel görünümü hayatının odağına almaya başlayan bir kişi o konuda
tüm yayınları modayı makyajı ve estetik operasyonlarına daha çok zaman ayırmaya
ve o konuda otorite olmaya başlar. Evlilikten beklentilerimizi gerçeklerimize
uygun olarak düşünebiliyorsak hayal kırıklıkları olmayacaktır.
Hayaller ve gerçekler
Evlilikte cinselliğin çok abartılı bir şekilde önemsenmesi dışarıda daha
çekici daha yakışıklı insanlar hep tehlike olmasına neden olacaktır. Dışarıda
hep vitrinde süslü makyajlı veya bakımlı kadınlara karşılık, eve gelen kişi, ev
işlerinden dolayı makyaj yapamamış eşini beğenmemeye başlıyor. Hayallerle
gerçekler arasındaki sınırları iyi bilmek gerekir. Genel gözlenen erkeklerin
eşlerinde cinsel cazibeyi ön planda tutması kadar, kadınların da eşlerinde
kazançlarını hep ön plana çıkarması erkeğin işini kaybetmesi, iflas etmesi veya
istenilen zenginliğe ulaşamaması kadın tarafından kriz çıkarılmasına neden
olmamalıdır. Erkeğin karısının maddi ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanması “ne
biçim adamsın bir…bile alamadın” sözleri çoğu aile dramlarına intiharlara neden
olduğu gözlenir.
Eşlerin Birbirlerine sarf edecekleri
suçlayıcı, aşağılayıcı ve kırıcı sözler onların travma yaşamasına depresyona
girmesine neden olabilir. Aile içi sorunların en önemli bir bölümü iletişim
hataları veya iletişimsizlikten ileri gelir.
Evlilikte eşler bazen beklentilerini ve isteklerini tam olarak ortaya
koyamazlar. Bu durum Eşlerin birbirlerini tanımalarını zorlaştırabilir. Eşler
Tam olarak nelerden hoşlanırlar nelerden hoşlanmazlar, önemli olanlar ve
önemsizler nelerdir. Evlenmeden önce net olarak beklentilerini ortaya
koyabilenler daha sağlıklı bir başlangıç yapmış olurlar.
Son söz
Aile danışmanları çiftlerin uyumlu, uyumsuz, bilinçli, bilinçsiz
beklentilerinin anlaşılması, sorunlu alanların ortaya çıkarılmasında
yardımcıdır. Beklentiler ihtiyaçlarla da ilişkilidir. Eşlerin fiziksel,
duygusal, sosyal ve manevi ihtiyaçlarının belirlenmesi ve “bu ihtiyaçlar nasıl
karşılanabilinir?” sorusunun cevabı aranır.
HG
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa