22 Haziran 2013 Cumartesi

Beynimiz

Beynimizin sağı mı, yoksa solu mu daha çok gelişmiş?
1)Okuldayken hangi dersleri daha çok severdiniz?
A)Türkçe, resim sosyal müzik.                  B)Matematik, fen
2)Hangi tip sporları yapmaktan hoşlanırsınız?
A)Tek başına yapılan sporları                    B)Takım sporlarını
3)Gördüğünüz rüyaları ne sıklıkla hatırlarsınız?
A)Çoğunlukla hatırlarım                             B)Ender olarak hatırlarım
4)Ellerinizi ve mimiklerinizi ne sıklıkla kullanırsını?
A)Çok kullanırım                                        B)Az kullanırım
5)İki elinizin parmaklarını birbirine geçirerek kapatın.Hangi elinizin baş parmağı üste kalıyor?
A)Sağ                                                           B)Sol
6)Şu an  saatin kaç olduğunu tahmin edin. Şimdi saatinize bakın, yanılma payınız ne kadar?
A)On dakikadan fazla                                 B)On dakikadan fazla
7)Hangisini daha kolay hatırlarsınız?
 A)İnsanların yüzlerini                                 B)İnsanların isimlerini
8)İki gözünü açık tutarak elinizdeki kalemi bir noktaya hizalayın. Önce sol sonra sağ gözünüzü kapatın. Hangi gözünüzü kapatınca kalem daha az oynuyor
A)Sol Gözümü kapatınca                             B)Sağ gözümü kapatınca
Sonuç:A'ların sayısı fazla ise beyninizin sağ kısmı;  B'lerin sayısı fazlaysa beyninizin sol yarısı  daha baskındır
 Beynimin sağ yarısı daha güçlü ise;Hayal ederim,duyduklarımı unutmam,hissederim, koku alma tat alma benim için çok önemlidir. Sezgilerimi kullanırım.iç güdülerim kuvvetlidir. yeni şeyler üretirim. Subjektifim yani dış gerçekler değil benim duygu ve düşüncelerim daha önemlidir. Boyutları iyi algılarım. Ritim duygum iyi gelişmiştir.. Olayları bir bütün olarak görürüm. Duygularımla hareket ederim
Beynimin sol yanı güçlü ise; Mantık düşünürüm.  Objektifim yani dış gerçeklikler benim için önemlidir.sınıflandırır-isimlendiririm. dizer listeler yaparım.Analiz ederim.Yapı incelerim.  Matematiğe yatkınım. Bilinçli hareket ederim. dili doğru kullanırım. detayları görürüm. inceler ve odaklanırım.bütünü değil parçayı görürüm.sistemli ve disiplinli çalışırım. Objektif davranırım.
      Kadınların sağ beyinleri daha gelişmiş iken erkeklerin sol beyinleri daha güçlüdür. Üniversitelerin matematik, mühendislikler fen bölümlerinde erkek öğrenciler daha çoğunlukta iken,psikoloji ruh bilimi sosyal bilimler ve sanat bölümlerinde kız öğrencilerin fazlalığı göze çarpar.
Daha akıllı olabilmek
    İnsanların yaşı ne olursa olsun hem sağ hem de sol beyinlerini güçlendirme şansları hep vardır. Müzik dinlemek ve sanatsal faaliyetlere katılmak çocukları sevmek, manzaradan müzikten, sanattan etkilenmek; beynimizin sağ kısmını güçlendirir. Matematiksel işlemler, yazmak, bulmaca çözmek, gün başlangıcından itibaren yaşadıklarınızı tüm detaylarıyla hatırlamaya çalışmak,yabancı dil öğrenmek. Beynimizin hem sağ hem sol kısmını güçlendirmekle zihinsel kapasitemizin en az on misli güçlendiği görülmüş.  Olumlu olmak, daha sağlıklı yaşam, egzersiz yapmak da zihinsel kapasitemizin artışında rol oynar. ABD de yapılan bir araştırmada bir lisede altı ay boyunca her gün bir saat temiz havada neşeli bir şekilde egzersiz yapmanın zihinsel kapasiteyi % 33 arttırdığı görülmüş. Omega-3 düzenli alımı önemli. Somon balığı, ceviz ve yeşil renkli yiyecekler tüketmek önemli.  Mizah duygusunun güçlendirilmesi, diyafram nefesi,  temiz havada yaşamak  ve hareketli olmak beyne daha fazla oksijen gitmesine neden olmaktadır.
Faaliyet terapisi

   İnsan kafaya takmaya görsün ne isterse onu elde edebilir. O da çok fazla şeyle ilgilenmektir. Ne kadar çok şeyle ilgilenirsek beynimizde o konuyla ilgili yeni yollar oluşur.  Bir saha düşünün; o sahada ne kadar çok nokta oluşturulmuş ve o noktaların milyarlarca sayıda bağlantısı gelişmiş ise algı düzeyi o kadar fazlalaşan bir yapı olmuş demektir. Her şeyi merak edin, öğrenin, el becerisi kazanın, otomatikleştirdiğiniz alanlarınızı arttırın. Noktalar ve bağlantılar arttıkça parlak bir zekaya sahip olabileceğinizi yaşınız kaç olursa olsun görebileceksiniz. Ne yaparsak yapalım faaliyetimiz ne olursa olsun kitap okumak, bahçe çapalamak, müzik dinlemek, sohbet etmek;  o anda bir türkü tutturabilecek kadar neşeli olabiliyor musunuz, o ana odaklanıp geçmiş ve gelecek gözünüzün önünden silinip gidiyor mu, mizah duygunuz güçlü mü o an yaptıklarınız fiziksel olarak ne kadar sizi yorsa da; neşeli kalabildiyseniz ruhunuzun dinlendiğini, geliştiğinizi anlarsınız onun adı aslında faaliyet terapisidir. Faaliyet terapisi; geçmiş ve gelecekten sıyrılıp anı yaşamak, olumsuz duygu durumlarından sıyrılmaktır. Faaliyet terapisi; hem ruhumuzu, hem aklımızı güçlendirmektedir...HG

9 Haziran 2013 Pazar

Bugün ne olmayı seçiyorsunuz?


  Cebinizde her şey var. İstediğinizi seçebiliyorsunuz ve çıkartıp masanın üzerine koyuyorsunuz. Onların içinde sizi mutlu edecek, gülümsetecek, kendinizi iyi hissettirecek ve yaşama daha gülerek bağlayacak şeyler var. Bunun yanında da; sizi üzecek, karamsarlığa ve sevk edecek şeyler de var, sizi öfkelendirecek hakkınızın yenildiği size yapılan yanlışları hatırlamak var.  Sizi utandıracak beceriksiz anlarınız var. Gelecek hayalinizin önünde engel gibi duran sizi aşağıya çeken, hedefinize ulaşmanızı engelleyen zorluklar var. Sizde suçluluk duygusu uyandıracak yönleriniz var. Küçük düştüğünüz anlar var. Hayal kırıklığı yaratan anlar var. Sevinçten göklere uçtuğunuz anlar var. Geleceğe ilişkin umutlarınız, ümitsiz anlarınız var.
Olumsuz duygu durumlarını üretenleri seçip neyi halledeceksiniz?
     Karamsarlığı, üzülmeyi, utanmayı, suçlanmayı ve pişmanlığı seçerek neyi halledeceksiniz?
    Elinizden gelenin en iyisini yaptığınız halde “keşke” ile başlayan geçmişin olumsuzlukları, “eğer” ile başlayan geleceğe ilişkin kaygılar, kötü iç konuşmalarınızdan dolayı bozulacak ruh yapınızla neyi halledeceksiniz? Geçmişinizi mi düzeltecek, geleceğiniz mi garantilenecek veya yaşadığınız an mı güzelleşecek? Hiç biri olmayacak. Sadece ve sadece ruhunuz kararacak, ruhunuz karardığı için kimyanız bozulacak ve de kişilerle olan ilişkileriniz yani sosyal yönünüz zarar görecek.
Sağlıklı insan nasıldır?
 Sağlıklı insan; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyi olan insandır. Yanlış seçimler sizi ruhen, bedenen ve sosyal olarak çökertir.
   Sağlıksız yapıyla geleceğimizi daha iyi inşa edebilir miyiz, sağlıksız yapıyla geçmişten ders alabilir miyiz, sağlıksız yapıyla anı güzel yaşayabilir miyiz?
   Ne gelecek, ne geçmiş ne de yaşanılan an hiç biri karaları bağlayarak  iyi olmayacak. Olan olmuştur. Geçmişten sadece ve sadece ders alıp; ”bu bir deneyimdi” dersiniz ve olumsuz olanlarını bir daha hatırlamamak üzere yazıp yakarsınız, yok edersiniz. Toprağa gömersiniz sizi üzen her kötülüğü olur biter. Unutmak affetmek güçlü insanların intikamıdır. Gelecek için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışır gerisini “Allah Kerim” diyerek Allah’a bırakırsınız işinize bakarsınız.     Bu kadar basittir yani.
   Cebimizden çıkarıp masaya bıraktıklarınız ise bizim seçimlerimiz olacaktır. Masadakiler o günü, o saati ve o anı nasıl yaşayacağımıza ilişkin şeylerdir. Masanın üzerine seçilip çıkarılanlar anı yaşamaya yönelik olanlar olmalıdır. Sağlıklı insan olmanın yolu budur.
O adama neler iyi gelmiştir?
    Çok yorgun ve ruhen bitmiş bir adam o kadar sakinleştirici kullanmasına rağmen istediği gibi olamadığını düşünür. Bir gün arkadaşının tavsiyesi üzerine bir haftalığına bir otele kapanır. Yanına aldıkları ise okumak için mizah dergileri, fıkralar karikatürler ve seyretmek için komedi filmleridir. Hep gülmek ona iyi gelmiştir. Mizah duygusunun güçlenmesi ona iyi gelmiştir. Sakinleşmek, mutlu olmak ve rahatlamak zihinsel olarak onun verimini arttırmıştır. Baskılarından  kurtulmasını sağlamıştır.  Çok da ciddiye aldığı şu dünyadan ve de çok önem verdiği kendinden egolarından, hırslarından, olmazsa olmazlarından, doğrularından, yanlışlarından ve de her şeyinden soyutlanmıştır. Hayata kendi bedeninin dışından kuş bakışı bakarak kendini ve dünyasını başka açılardan,  aklına önem verdiği kişilerin gözünden görmeye çalışmıştır. Eski algılarını bakış açılarını tümden terk ederek, anlamaya çalışarak, ters yüz ederek, ezberlerinden, ön yargılarından sıyrılarak bakmaya çalışmıştır tüm geçmişe, olanlara ve geleceğe…
  Dünyayı ve kendini çok da ciddiye almamak ona iyi gelmiştir. Hayattan beklentilerini azaltmak ona iyi gelmiştir. “…meli” “…malı” diyen mükemmeliyetçi yapıdan uzaklaşmak ona iyi gelmiştir. İnsanları değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmek ona iyi gelmiştir. Rahatlamıştır ve sanki dünyaya yeniden gelmiş gibidir. Kaldığı yerden kendisini bekleyen hayata bıraktığı yerden daha güçlü, daha sakin ve de daha etkili bir şekilde devam edecektir. Olaylar nasıl olursa olsun, uyaranlar ne olursa olsun kendimizi gözden geçirmemiz gerekir.
Sözün Sonu;
  Geçmiş geçmiştir. Gelecek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bundan sonrasını Allah’a bırakmak, tevekkül etmek durumundayım. Geriye kalan ise anın iyileştirici gücünden yararlanmak en iyisi. Küçük şeylerden mutlu olmak, beklentileri azaltmak hayatı ve insanları olduğu gibi kabul edebilmek derken; Necip Fazıl Kısakürek ten bir sözle sözümüzü bitirelim;  “Fazla ciddiye almayın şu hayatı, nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız”  Hakkı Güleç