9 Haziran 2013 Pazar

Bugün ne olmayı seçiyorsunuz?


  Cebinizde her şey var. İstediğinizi seçebiliyorsunuz ve çıkartıp masanın üzerine koyuyorsunuz. Onların içinde sizi mutlu edecek, gülümsetecek, kendinizi iyi hissettirecek ve yaşama daha gülerek bağlayacak şeyler var. Bunun yanında da; sizi üzecek, karamsarlığa ve sevk edecek şeyler de var, sizi öfkelendirecek hakkınızın yenildiği size yapılan yanlışları hatırlamak var.  Sizi utandıracak beceriksiz anlarınız var. Gelecek hayalinizin önünde engel gibi duran sizi aşağıya çeken, hedefinize ulaşmanızı engelleyen zorluklar var. Sizde suçluluk duygusu uyandıracak yönleriniz var. Küçük düştüğünüz anlar var. Hayal kırıklığı yaratan anlar var. Sevinçten göklere uçtuğunuz anlar var. Geleceğe ilişkin umutlarınız, ümitsiz anlarınız var.
Olumsuz duygu durumlarını üretenleri seçip neyi halledeceksiniz?
     Karamsarlığı, üzülmeyi, utanmayı, suçlanmayı ve pişmanlığı seçerek neyi halledeceksiniz?
    Elinizden gelenin en iyisini yaptığınız halde “keşke” ile başlayan geçmişin olumsuzlukları, “eğer” ile başlayan geleceğe ilişkin kaygılar, kötü iç konuşmalarınızdan dolayı bozulacak ruh yapınızla neyi halledeceksiniz? Geçmişinizi mi düzeltecek, geleceğiniz mi garantilenecek veya yaşadığınız an mı güzelleşecek? Hiç biri olmayacak. Sadece ve sadece ruhunuz kararacak, ruhunuz karardığı için kimyanız bozulacak ve de kişilerle olan ilişkileriniz yani sosyal yönünüz zarar görecek.
Sağlıklı insan nasıldır?
 Sağlıklı insan; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyi olan insandır. Yanlış seçimler sizi ruhen, bedenen ve sosyal olarak çökertir.
   Sağlıksız yapıyla geleceğimizi daha iyi inşa edebilir miyiz, sağlıksız yapıyla geçmişten ders alabilir miyiz, sağlıksız yapıyla anı güzel yaşayabilir miyiz?
   Ne gelecek, ne geçmiş ne de yaşanılan an hiç biri karaları bağlayarak  iyi olmayacak. Olan olmuştur. Geçmişten sadece ve sadece ders alıp; ”bu bir deneyimdi” dersiniz ve olumsuz olanlarını bir daha hatırlamamak üzere yazıp yakarsınız, yok edersiniz. Toprağa gömersiniz sizi üzen her kötülüğü olur biter. Unutmak affetmek güçlü insanların intikamıdır. Gelecek için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışır gerisini “Allah Kerim” diyerek Allah’a bırakırsınız işinize bakarsınız.     Bu kadar basittir yani.
   Cebimizden çıkarıp masaya bıraktıklarınız ise bizim seçimlerimiz olacaktır. Masadakiler o günü, o saati ve o anı nasıl yaşayacağımıza ilişkin şeylerdir. Masanın üzerine seçilip çıkarılanlar anı yaşamaya yönelik olanlar olmalıdır. Sağlıklı insan olmanın yolu budur.
O adama neler iyi gelmiştir?
    Çok yorgun ve ruhen bitmiş bir adam o kadar sakinleştirici kullanmasına rağmen istediği gibi olamadığını düşünür. Bir gün arkadaşının tavsiyesi üzerine bir haftalığına bir otele kapanır. Yanına aldıkları ise okumak için mizah dergileri, fıkralar karikatürler ve seyretmek için komedi filmleridir. Hep gülmek ona iyi gelmiştir. Mizah duygusunun güçlenmesi ona iyi gelmiştir. Sakinleşmek, mutlu olmak ve rahatlamak zihinsel olarak onun verimini arttırmıştır. Baskılarından  kurtulmasını sağlamıştır.  Çok da ciddiye aldığı şu dünyadan ve de çok önem verdiği kendinden egolarından, hırslarından, olmazsa olmazlarından, doğrularından, yanlışlarından ve de her şeyinden soyutlanmıştır. Hayata kendi bedeninin dışından kuş bakışı bakarak kendini ve dünyasını başka açılardan,  aklına önem verdiği kişilerin gözünden görmeye çalışmıştır. Eski algılarını bakış açılarını tümden terk ederek, anlamaya çalışarak, ters yüz ederek, ezberlerinden, ön yargılarından sıyrılarak bakmaya çalışmıştır tüm geçmişe, olanlara ve geleceğe…
  Dünyayı ve kendini çok da ciddiye almamak ona iyi gelmiştir. Hayattan beklentilerini azaltmak ona iyi gelmiştir. “…meli” “…malı” diyen mükemmeliyetçi yapıdan uzaklaşmak ona iyi gelmiştir. İnsanları değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi kabul etmek ona iyi gelmiştir. Rahatlamıştır ve sanki dünyaya yeniden gelmiş gibidir. Kaldığı yerden kendisini bekleyen hayata bıraktığı yerden daha güçlü, daha sakin ve de daha etkili bir şekilde devam edecektir. Olaylar nasıl olursa olsun, uyaranlar ne olursa olsun kendimizi gözden geçirmemiz gerekir.
Sözün Sonu;
  Geçmiş geçmiştir. Gelecek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bundan sonrasını Allah’a bırakmak, tevekkül etmek durumundayım. Geriye kalan ise anın iyileştirici gücünden yararlanmak en iyisi. Küçük şeylerden mutlu olmak, beklentileri azaltmak hayatı ve insanları olduğu gibi kabul edebilmek derken; Necip Fazıl Kısakürek ten bir sözle sözümüzü bitirelim;  “Fazla ciddiye almayın şu hayatı, nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız”  Hakkı Güleç



0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa