Bugün ne olmayı seçiyorsunuz?
Cebinizde her şey var. İstediğinizi
seçebiliyorsunuz ve çıkartıp masanın üzerine koyuyorsunuz. Onların içinde sizi
mutlu edecek, gülümsetecek, kendinizi iyi hissettirecek ve yaşama daha gülerek
bağlayacak şeyler var. Bunun yanında da; sizi üzecek, karamsarlığa ve sevk
edecek şeyler de var, sizi öfkelendirecek hakkınızın yenildiği size yapılan
yanlışları hatırlamak var. Sizi
utandıracak beceriksiz anlarınız var. Gelecek hayalinizin
önünde engel gibi duran sizi aşağıya çeken, hedefinize ulaşmanızı engelleyen
zorluklar var. Sizde suçluluk duygusu uyandıracak yönleriniz var. Küçük
düştüğünüz anlar var. Hayal kırıklığı yaratan anlar var. Sevinçten göklere uçtuğunuz anlar
var. Geleceğe ilişkin umutlarınız, ümitsiz anlarınız var.
Olumsuz duygu durumlarını
üretenleri seçip neyi halledeceksiniz?
Karamsarlığı, üzülmeyi, utanmayı,
suçlanmayı ve pişmanlığı seçerek neyi halledeceksiniz?
Elinizden gelenin en iyisini yaptığınız
halde “keşke” ile başlayan geçmişin olumsuzlukları, “eğer” ile başlayan geleceğe
ilişkin kaygılar, kötü iç konuşmalarınızdan dolayı bozulacak ruh yapınızla neyi
halledeceksiniz? Geçmişinizi mi düzeltecek, geleceğiniz mi garantilenecek veya
yaşadığınız an mı güzelleşecek? Hiç biri olmayacak. Sadece ve sadece ruhunuz
kararacak, ruhunuz karardığı için kimyanız bozulacak ve de kişilerle olan
ilişkileriniz yani sosyal yönünüz zarar görecek.
Sağlıklı insan nasıldır?
Sağlıklı insan; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden
iyi olan insandır. Yanlış seçimler sizi ruhen, bedenen ve sosyal olarak
çökertir.
Sağlıksız yapıyla geleceğimizi daha iyi inşa
edebilir miyiz, sağlıksız yapıyla geçmişten ders alabilir miyiz, sağlıksız
yapıyla anı güzel yaşayabilir miyiz?
Ne
gelecek, ne geçmiş ne de yaşanılan an hiç biri karaları bağlayarak iyi olmayacak. Olan olmuştur. Geçmişten sadece
ve sadece ders alıp; ”bu bir deneyimdi” dersiniz ve olumsuz olanlarını bir daha
hatırlamamak üzere yazıp yakarsınız, yok edersiniz. Toprağa gömersiniz sizi
üzen her kötülüğü olur biter. Unutmak affetmek güçlü insanların intikamıdır. Gelecek
için elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışır gerisini “Allah Kerim”
diyerek Allah’a bırakırsınız işinize bakarsınız. Bu kadar basittir yani.
Cebimizden çıkarıp masaya bıraktıklarınız ise
bizim seçimlerimiz olacaktır. Masadakiler o günü, o saati ve o anı nasıl
yaşayacağımıza ilişkin şeylerdir. Masanın üzerine seçilip çıkarılanlar anı
yaşamaya yönelik olanlar olmalıdır. Sağlıklı insan olmanın yolu budur.
O adama neler iyi
gelmiştir?
Çok yorgun ve ruhen bitmiş bir adam o kadar
sakinleştirici kullanmasına rağmen istediği gibi olamadığını düşünür. Bir gün
arkadaşının tavsiyesi üzerine bir haftalığına bir otele kapanır. Yanına
aldıkları ise okumak için mizah dergileri, fıkralar karikatürler ve seyretmek
için komedi filmleridir. Hep gülmek ona iyi gelmiştir. Mizah duygusunun
güçlenmesi ona iyi gelmiştir. Sakinleşmek, mutlu olmak ve rahatlamak zihinsel
olarak onun verimini arttırmıştır. Baskılarından kurtulmasını sağlamıştır.
Çok da ciddiye aldığı şu dünyadan ve de
çok önem verdiği kendinden egolarından, hırslarından, olmazsa olmazlarından,
doğrularından, yanlışlarından ve de her şeyinden soyutlanmıştır. Hayata kendi
bedeninin dışından kuş bakışı bakarak kendini ve dünyasını başka açılardan, aklına önem verdiği kişilerin gözünden
görmeye çalışmıştır. Eski algılarını bakış açılarını tümden terk ederek,
anlamaya çalışarak, ters yüz ederek, ezberlerinden, ön yargılarından sıyrılarak
bakmaya çalışmıştır tüm geçmişe, olanlara ve geleceğe…
Dünyayı
ve kendini çok da ciddiye almamak ona iyi gelmiştir. Hayattan beklentilerini
azaltmak ona iyi gelmiştir. “…meli” “…malı” diyen mükemmeliyetçi yapıdan
uzaklaşmak ona iyi gelmiştir. İnsanları değiştirmeye çalışmadan olduğu gibi
kabul etmek ona iyi gelmiştir. Rahatlamıştır ve sanki dünyaya yeniden gelmiş
gibidir. Kaldığı yerden kendisini bekleyen hayata bıraktığı yerden daha güçlü,
daha sakin ve de daha etkili bir şekilde devam edecektir. Olaylar nasıl olursa
olsun, uyaranlar ne olursa olsun kendimizi gözden geçirmemiz gerekir.
Sözün Sonu;
Geçmiş geçmiştir. Gelecek için elimden
gelenin en iyisini yapmaya çalıştım. Bundan sonrasını Allah’a bırakmak,
tevekkül etmek durumundayım. Geriye kalan ise anın iyileştirici gücünden
yararlanmak en iyisi. Küçük şeylerden mutlu olmak, beklentileri azaltmak hayatı
ve insanları olduğu gibi kabul edebilmek derken; Necip Fazıl Kısakürek ten bir
sözle sözümüzü bitirelim; “Fazla ciddiye almayın şu hayatı, nasıl olsa içinden canlı
çıkamayacaksınız” Hakkı Güleç
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa