8 Nisan 2013 Pazartesi

Kendimizi iyi hissetmek için


   Alış veriş çılgınlığı, sürekli kampanyalar, anneler, babalar, sevgililer, öğretmenler…vb günleri…
Sistemin özü, tüketmek üzerine; satın aldığımız an kendimizi iyi hissediyoruz. “İyi hissetme anının” süresi, aldığımız ürünün fiyatıyla doğru orantılı. Aldığımız otomobilse o an; birkaç ay, cep telefonuysa birkaç gün, gömlekse birkaç saat olabilir. O anı hep yaşama isteği derinden bilinçaltına kazınmakta. …Tıpkı sigara tiryakilerinin çok iyi bildiği o kısır döngünün içinden kurtulamamak gibi
Nikotin çekilmesi
İdam mahkumunun son arzusu, “Bi sigara yakmak” olur. Kaza geçirmiş şok yaşayana “Yak bi tane” uzatılır.  Yakınını kaybetmişe “Yak bi tane” denilir. Atanacaklar arasında ismi çıkmış sevinçten göklere uçuyor” yak bi tane”.   Oo bu kahve ile keyif verir, “Yak bi tane”. Zor problemi çözmeye çalışıyor “yak bi tane.” Canım sıkılıyor “Yak bi tane”
Can sıkıntısı/Konsantrasyon, Stres/Rahatlama; zıt duygular.
Hangi sihirli uyuşturucu madde, yirmi dakika önce oluşturduğu etkiyi birden bire tam tersine çevirebilir.  Aslında sigara yukarıda belirtildiği gibi; ne konsantrasyonu arttırır, ne rahatlatır, ne can sıkıntısını alır ne de zevk verir. BU BİR YANILSAMADIR, KANDIRMACA VE BEYİNLERİN YIKANMASIDIR, ÖZELLİKLE OLUŞTURULMUŞ YANLIŞ İNANÇLARDIR.   Yıllarca izlediğimiz filmlerle, okuduğumuz roman ve dergilerle bu şartlanmayı sağladılar.
Her söndürülen sigaradan sonra, vücut nikotinden temizlenmeye başlar. Bir saat sonra kandaki nikotin seviyesi1/4 oranına düşer. Kanımızda ki nikotin seviyesinin azalması, nikotin çekilmesidir. Nikotin çekilmesi anında yaşanan fizyolojik sıkıntılar stres nedenidir. İçilen sigara; nikotin çekilmesinin rahatsızlığını giderirken, kendimizi iyi hissederiz. Stres nedeni olan sigara; aynı zamanda stres giderici,   Soruna neden olanı, sorun çözücü olarak algılamamamız kısır döngü nedeni. Kendimizi iyi hissetmemiz için çok tüketmek, tüketirken de tükenmek.
SANAL REKLAM
 İnsanın gözü saniyenin onda biri süreyle görebildiği cisimleri algılayabilmektedir. Bu süre yirmide bire düşürülürse hiçbir şey göremediğimizi zannederiz, ancak o gösterilenin görüntüleri, bilinçaltında yer edinir. “Sanal reklam” dedikleri budur. Sanal reklam yoluyla, TV’lerin en fazla seyredildiği anlarda bilinçaltına işlenilen ürünleri tüketme isteğimizin kamçılandığı test edilmiştir.  Sanal reklamlar ve reklamlar aracılığıyla bilinçaltında oluşturulan tüketme arzusu giderildikçe, iyi hissederiz kendimizi.

Ayna nöronlar
İnsanlarda hayran olduklarını taklit etme, onlar gibi olma ve onların tükettiklerini tüketme eğilimi vardır. Beynimizde 100 milyar civarında nöron denilen sinir hücreleri vardır.  Maymunlar üzerinde yapılan deneyde, maymun elma yeme anında aldığı zevkten dolayı beyninde uyarılan bölgeler; kendisi elma yemediği anda, bir başka maymunun elma yemesini seyrettiği zaman yine aynı bölgelerin sanki elma yemiş gibi uyarıldığı tespit edilmiştir. Bu duruma ayna nöronlar neden olur. Bir şeyi yaparken hissettiklerimizin aynısını, seyrederken de hissetmemizi sağlayan ayna nöronlardır. Porno filmlere talep ayna nöronlar sayesindedir.     Sempati grafiği oldukça yüksek kişilerin yedikleri, içtikleri ve tükettiklerini tüketme isteği, reklamcılar için çok büyük bir kıymettir. O kişilerin tükettiği tüm markaları tüketme isteğini oluşturan ayna nöronlarımız sağ olsun. Popüler ve hayran olduklarımızın tükettiklerini tüketerek onlar gibi olmaktan dolayı iyi hissederiz kendimizi.   
Tüketime programlanmak
  Çok güldüğümüz bu kadarda saçmalık olamaz dediğimiz kıyafet moda olunca, hele de o popüler ve sevilen insanlar giyince, otomatik pilot misali o garip gelen kıyafetleri yana yakıla alıyoruz. Onlara benzemenin “güzelliğini” yaşıyoruz.
Zavallı bizler zannediyoruz ki kendi hayatımızın direksiyonu elimizde. İstediğimiz yere direksiyon kırıyoruz, istediğimizde duruyoruz. Beyin kullanma kılavuzunu bizden iyi bilenler, deyim yerindeyse fabrika ayarlarımızla oynayarak, daha çok tükettiğimiz takdirde kendimizi “çok iyi hissedeceğimizi” programlıyorlar. Sistem kendi çarklarına uygun formatlarda insan oluşturmaktadır. Bizler ne yaparsak, neyi daha çok tüketirsek daha mutlu olacağız.  Daha çok satın alabilmek için; icabında limonda satarız, eve iş götürürüz, fazla mesai yaparız. Çağdaş köle oluruz yani.
İşin özeti;
Sistem Programı;“Kendini iyi hissetmen için çok tüket, tüketmek için de daha çok çalış”  üzerinedir. Bu sistem bizim aklımıza eski devirlerde gemilerde çalıştırılan kürek mahkumlarını getirir.
                                                                                             Hakkı Güleç

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa