Beynimize mıknatıs koymak..
Odaklandığımız yer gerçeğimiz olur. İnsanlar taşıyamayacakları, çözemeyecekleri ve başaramayacaklarını zannettikleri sorunlar karşısında doğru odaklandığında neleri başarabileceğini görecektir. Bu durum öz güven artışı sağlayacaktır. Öz güven artışının getirdiği rahatlama ise olumsuz duyguların baskısını yok edecektir. Rahatlamayla birlikte odaklandığımız konuyla ilgili bilinçaltında çözüme katkıda bulunabilecek ne kadar veri varsa bir bir akla gelmeye başlayacaktır. "Evet yaaa nasıl da göremedim", " aslında sakin kafaya bakabilseydim, çok daha önceden konuyu çözebilirdim" vb cümlelerimiz olacaktır. Beynimizin sağlıklı çalışabilmesi ona doğru sorular sorabilmekle mümkündür.
Doğru sorular
İç dünyamızla ilgili neden, niçin değil; nasıl, ne, ne kadar, ne zaman,
kim diye sorulmalıdır?
Çünkü kendimize sorduğumuz; neden ve niçin le
başlayan soru cümleleri karşısında beynimizin ürettikleri, bizi haklı çıkaran
cevaplardır. Haklı çıktıkça daha çok strese gireceğiz demektir. Neden ve niçin
sorularının karşılığında üretilen cevaplar çözümü değil, sorunu pekiştirir,
çözümsüzlük üretir, ileriye değil, geriye yöneltir, çözümden uzaklaştırır,
unutmak ve affetmek zorlaşır. Neden ve niçin le başlayan soru cümleleri sorun
odaklıdır, çözüm getirmez. Neden ve niçin sorularıyla sorguya çekilen insan
gerginleşir. Zihinsel performansı arttırmak için gerginleşmeye değil, sakin
olmaya ihtiyaç vardır
Bunun yerine kendimize sorduğumuz sorular rahatlama getiren çözüm odaklı
olması gerekir. Ne, nerede, nasıl, ne kadar, kim le başlayan soru kalıpları
çözüm odalıdır. Geçmişin nasıl olduğuna değil, geleceğin nasıl olması
gerektiğine yöneliktir. Çözüm odaklı sorular rahatlatan ve sakinleştiren
sorulardır.
Danışmanımız varsa eğer;
Danışmana gelmeden önce danışan, yani sorunu olan kişi, olumsuz duygu
durumu içerisindedir. Korku, kaygı ve özgüven sorunu yaşar. Suçluluk duygusu
yaşar. Var olan potansiyel ve yeteneklerinin farkında değildir. “Keşke…”ile başlayan pişmanlık cümleleri;
“eğer…” le başlayan kaygı cümleleri yaşadığı anın farkındalığından onu
uzaklaştırmıştır. Yaşadığı sorunlar
karşısında “neden..” “niçin…” soruları; sorun ve geçmiş odaklı yaklaşımları onu
çözümsüzlüğün bataklığına sürüklemiştir. Baktığı her şeyde hep sorun görmeye
başlar. Koyduğu hedefe giden yolda
engellere, açmazlarsa ve tehditlere odaklanmıştır. Korktuğu şeyler hep
başına gelir. Risk alamaz. Yaptığı işte,
ilk başarısızlıkta pes eder, “Zaten ben
biliyordum yapamayacağım, bende eksiklik var, ben yetersizim” cümleleri onun
ağzından sık çıkar. Hayatında şikayet cümleleri hiç eksik olmaz. Tüm aksilikler
onu bulur. O “Allah’ın şansız kulu”dur
Başından
geçen olumuz durumları unutması, affetmesi ve olumsuz etkilerinin kontrolü ve
yönetilmesi konusunda yetersizdir.
Yaşadığı stres onda fizyolojik ve zihinsel sorunlara neden olur.
Farkında oluş sürecinin
yönetilmesinde danışman ne yapar?
Danışmanın yaptığı sadece, sorunlu kişinin yani danışanın, dağınık
zihnini doğru yere, doğru sorularla odaklanmasını sağlar. Danışman bilir ki,
danışanın kendi sorunlarını çözebilecek potansiyeli vardır.
Danışman ve danışan birlikte bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk sonunda
danışan geçmişe değil, şimdiye ve geleceğe odaklanmaya başlar. Yaşanılan
sorunlar, karşılaşılan zorluklar ve tehditler karşısında “neden..”, “niçin..”
yerini, “Nasıl çözebilirim” “Ne yapabilirim” “elimde ki imkanlarım ,
fırsatlarım neler” ile çözüm odaklı bir
yaklaşım sergiler. Sorunların çözümünden hep dersler çıkarır. Bir şeyler
öğrenir. Zorluklar onun için çöküş değil, güçlenme nedenidir.
Danışan değişebilmek ve gelişebilmek için ihtiyaç duyduğu kaynaklara
sahip olduğunun farkında olmaya başlar. İşi şansa bırakmaz, şikayet etmek değil,
çözüme odaklanmayı öğrenir. Danışmanın yaptığı, danışanın beynine mıknatıs
koymaktır.
Zihinsel performansımızın en güçlü olduğu anlarımız rahat, sakin ve
keyifli anlarımızdır. Batılıların “aha anı” dedikleri bu anlar; beynimizde
çözüm için kıvılcımların çaktığı, tüm buluşların, icatların ve keşiflerin
anıdır. Beynimize koyduğumuz mıknatısın bilinçaltındaki verileri derleyip
ilişkilendirme, sonuca varma anıdır aha anımız.
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa