İstendik ruh halini elde etmek
1)Davranışsal boyut
Duruşumuz ve o nu destekleyen düşüncelerimiz
Ruh halimizi dönüştürür.
İnsanların hissettikleri gibi davranmaktan çok, davrandıkları gibi hissettikleri gerçeğini kolayca ispat edebilirsiniz.
Bu gerçeğe yönelik olarak bir örnek vermek istersek:"İnsanlar mutlu oldukları içim mi gülümserler, gülümsedikleri için mi mutlu olurlar? Soruya cevap: "ikisi de doğrudur." demek olacaktır.
O zaman "insanlar bedensel olarak taklit ettikleri rolün ruh haline girerler" cümlesi de doğrudur.
Ne zaman canınız bir konuya sıkılsa, olumsuz ruh haline girmişseniz ve yönetmekte zorluk çekiyorsanız konunun çözümü son derece basittir. Mimiklerinizi(Yüz ifadelerinizi), jestlerinizi el, kol ve beden biçiminizi mutlu insan şekline getirmeniz bu işin davranışsal boyutudur.
2)Zihinsel boyut
1)Olumlu etkilendiğimiz yaşanmışlıklarımızın "bir kaynak" olarak güçlendirilmesi:
İkinci olarak zihinsel yapınızı dönüştürmek gerekecektir. Yaşamış olduğunuz ve sizde olumlu duygu durumları oluşturmuş yaşanmışlıklarınızı kendi bedeninizin içinde kalarak (assosiated) Tüm ayrıntılarıyla hatırlamanız. Olumlu duygu durumları yaratan kaynaklarımızı kendi bedenimizin içinde kalarak o anı bir filim şeridi gibi gözümüzün önünden geçirirken o anda gördüğümüz resimleri daha parlak, sesleri daha canlı, hissettiklerimizi daha belirgin bir şekilde hatırlamaya çalışırız.
2)Olumsuz etkilendiğimiz yaşanmışlıklarımızın etkilerinin azaltılıp yok edilmesi
Bizde olumsuz duygular yaratan; bizi mutsuz eden, üzen, kinlendiren, utandıran, öfke duygusun yaratan, tüm yaşanmışlarımızın yönetilmesi ve etkisizleştirilmesi için o olumsuz anların hatırlanması anında kendi bedenimizin içinden çıkıp(Dissasosiated) kendimizi ve olayı dışarıdan bir başka kişi gibi izlemeliyiz. O kötü anda gördüklerimizi silikleştirme, renksizleştirme, sesini kısma, o andaki hissettiklerimizi farklı bir açıyla bakıp (reframe) etkisini azaltma, mümkünse komik, tuhaf ve gülünç yönlerini öne çıkartıp takrar hatırladığımız zaman "gülüp geçme" halini alabilmeliyiz..
3) Tecavüz, Taciz, Yaralanma, Ölümden dönme, Büyük bir kaza geçirme gibi bizde travma yaratan olayların olumsuz etkilerini azaltmak için ise, sinema salonunda filim seyreden kişiyi seyretmek misali, filim de yaşanmışlıklarımız, seyreden kişi yerinde oturan kişiyi( kendimizi) seyretmekteyiz.. (Double Dissociation) Filimmin renkleri solgun, sesleri kısık ve hissettiklerimizi ikinci kopyası gibi silikleştirme gayreti...
Canı sıkılmış, üzgün veya ümitsiz görünen bir insanın kaşları çatık, yüzü asık, omuzları düşük ve merkezi kapalıdır.(Köle duruşu)...İletişime kapalı,içe dönük,
Olumlu duygu durumları içerisindeki kişilerin neşeli, gülümseyen halleri, omuzları geriye bakışları yerden yukarı doğru, merkez açık eller, ayaklar(Sevinçten ayakları yerden kesildi, mutluluktan, uçuyordum sanki) dışa dönük, iletişime açık
Son söz
İnsanın davranışları beden kimyasını değiştirir. Kendinizi sıkıntılı, kaygılı(sınav Kaygısı olabilir) hissediyorsanız, beden duruşunuzu merkezinizi, kullanış biçimiznizi, geçmiş yaşanmışlıklarınıza bakış biçiminizi kontrol edin. Omuzlarınızı dikleştirin, merkezinizi açın, yüz kaslarınızı("İ" Harfi söyleyecek şekilde) gevşetin,"Eğer..." "Keşke..." ile başlayan cümlelerinizi yok edin, mizah duygusunu kaybetmeyin...Kendinizi iyi hissetmeniz dileğiyle...Hakkı Güleç
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa