1 Şubat 2013 Cuma

Çözüm odaklı yaklaşım



      Çözüm Odaklı Danışman Yaklaşımı (ÇODY)’yi geliştiren De Shazer’in (1985) çalışmasına dayanmaktadır.  De Shazer problemden ziyade, çözümlere odaklanmayı öne çıkardı. Danışanları geleneksel modellere göre daha hızlı iyileştiler. Bu yaklaşımda danışanın potansiyellerinin farkına varması, çözümde etkili olacaktır. Danışanların geçmiş başarılarının ve güçlü olduğu alanların altı çizilir. Özgüven sağlama ve yeni başarılarda güçlü yönlerden faydalanılır.
       Geleneksel danışmanlık metotlarında genelde bir problem konuşması geçer ve bu konuşma kişiyi üzebilir, kişi geçmişe gitmekten rahatsız olabilir, geçmişte yaşadığı travmaları, problemleri ifade ederken sıkıntı çekebilir. Problem konuşması yapmak problemlerin olumsuz etkilerinin daha da artmasına neden olabilmekte ve süreç oldukça uzamaktadır.
ÇODY’de Danışan, kişinin problem çözme yeteneklerine odaklanır ve kişinin içinde bulunduğu problemi çözmekte kullanır.
Neden Çözüm odaklı yaklaşım?
     Sanat, edebiyat, antropoloji, politika gibi bilim dalında olduğu gibi psikoloji biliminde de etkisini gösteren, modernizm sonrası anlamına gelen post modernizm akımının bir yaklaşımı olan ÇODY’a göre insanlar birer makine değildir, insanlar farklı ve tektir. Bir davranışın altında yatan birçok neden olabilir. Nedenlere odaklanarak kişinin problemine çözüm aramak gerekli değildir. Çünkü benzer nedenler her kişi için farklı problemlere yol açabilir.
Çody ve öğretmenlerimiz
    Yıllarca özel eğitim kurumları rehberlik servislerinde danışmanlık yaptım. Veli görüşmeleri, öğrenci takibi, idare ve öğretmenlerle olan danışmanlık hizmetleri, rehberlik servisinin faaliyetleridir. Öğretmenler, veliler, rehberlik hizmetini yürütmeye çalışan danışmandan çok şey beklerler. Psikolojik Danışmanın sihirli bir değneğinin olmadığını göremezler. Çok sorunlu az sayıda öğrenci, danışmanın kısıtlı zamanı tükettiğinden, diğer öğrencilere selam verecek zaman bulamaz. Tansiyonun düşürülmeye alışıldığı bir süreç yaşanır. Kimse halinden memnun değildir.
     Şartları değiştirme şansımız hiç olmadığına göre; 
Mevcut şartlara rağmen çözüm nasıl sağlanır?
 Eğitim kurumlarında ÇODY
       Öğrencilerin yetersizlikleri yerine, güçlü yanlarına odaklanıldığı, sadece birkaç görüşmede öğrencilerin problemlerinin azaldığı gözlenmiştir.  Görüşme sürecinde danışman, öğrencinin neleri yapabildiğine odaklanır. Bu durumdan övgü ile bahseder. ÖĞRENCİ KENDİSİNİN UZMANIDIR. Öğrencinin kendi potansiyelinin farkına varması, özgüveninin artması kendisine engel olan yanlış inançlarını aşmasında yardımcı olur.
    Herkes gibi öğrencilerde, ilk başlarda kendileri için işe yarayan, yaşadıkları sorunda kaynaklık edecek iyi olan şeyleri göremezler. Bardağın boş tarafına, problemlere ve geçmişe  odaklanmışlardır. Geçmişe ve probleme yönelik, neden, niçin sorularının yarattığı çözümsüzlük batağındadırlar. İnsanlar her zaman problemlerinin olduğuna ve hiçbir zaman amaçlarına ulaşamadıklarını düşünme eğilimindedirler. Bu yargılar hiçbir zaman %100 doğru değildir. Öğrenci her zaman başarısız, disiplinsiz değildir.  Onun mutlaka başarılı ve disiplinli olduğu alanlar vardır. Soruna neden olan bakış açısıyla, sorun çözülemez. Dikkatimiz öğrencinin problemli alanlarından, olumlu olduğu alanlara yöneltilir. Özgüven, rahatlama onun farkındalığını arttırır. Gelecekte neler olabilir ve nasıl olabilire yönelik, daha sağlıklı yaklaşımları üretebilen öğrenci olumlu değişmelerle tanışmaya başlar.
    Çözüm odaklı varsayımlar
    1) Varsayım, başarılara odaklandığımızda faydalı değişimlerinde ardından geleceğidir. “Problemleri konuşmak” yerine “Çözümleri konuşmak” süreci kolay, zevkli ve verimli hale getirir. Örneğin, kekemelik sorunu yaşayanlara konuşmalarında kekemenin olmadığı bölümlerden oluşturulan film gösterilmesiyle, kekelemenin anlamlı ölçüde azaldığı gözlendi. Basket atışlarında isabet sorunu yaşayan sporcuya, isabetli atışlarından oluşturulmuş film izlettirilmesi ve mükemmel atışlar yaptığının hayal etmesinin istenmesi, odağına sadece doğru atışları alması, oldukça olumlu sonuç vermiştir.
    2)Varsayım, problem yaşayanlar, problem yaşanmadığı anları görmekte başarısızdırlar. Danışanlar, çözüm getirmeye yardımcı olacak problemin yaşanmadığı, yeterli ve verimli olunan o anları ortaya çıkmasını sağlamaya çalışırlar. “Neyi iyi yaparsın?” En yetenekli olduğun alanlar nelerdir?” vb sorulara verilen cevaplarda ipuçları bulunur.
  3)Varsayım, olumlu küçük değişikliklerin büyüyerek büyük değişikliklerle yol açtığıdır.
  4)Varsayım, bütün danışanların kendi sorunlarını çözebilecek potansiyele sahip olduğudur. Danışanlar yetersizlikler ve şikayet konusu olunan yerler yerine, güçlü yanların altı çizilerek bunları nasıl kullanacağının farkına vardığında, değişim oldukça hızlı olacaktır.
   Özet olarak
Problem analizinden kaçının. Problemlerin nedenine değil, Çözüme odaklanın. Danışanın kendi potansiyelinin açığa çıkarılması, size olan bağımlılığını azaltacaktır. Geçmişe değil şimdi ve geleceğe odaklanın. Kendi yetersizliklerine olan inançları, yerine eylemlere odaklanın.
                                                                                                         Hakkı Güleç  Gürses Gzetesi Mudanya

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa