31 Ekim 2014 Cuma

Aklıma gelenler


Aklıma gelenler Köşe yazısıdır Hakkı Güleç

Aklıma gelenler

*Bazen insanlar süslenmiş bir yemek tabağı kebap, balık...vb önünde çok sık poz verirler: O zaman düşünürüm bu adam zenginde olsa fakir de olsa eğer eve gitmiyorsa dışarıda çayla simitle karın doyuruyor olabilir. Özlemini çektiği o süslü yemek tabağıyla buluştuğu o anın mutluluğunu dostlarıyla paylaşmaktan hoşlanıyor olabilir...
*Bazen insanlar "hayırlı olsun senin adına sevindim" diyebilmek yerine kıskançlık krizine girerek olumsuzluklardan bahsederler
*Bazen insanlar diğer insanların face sayfalarında o kişilere ait olumsuzlukları, kayıpları mağduriyetleri görmüşse sevinebilir belli etmeden "üzül-me" gibi telkinlerde, "dertleşmelerde" bulunma gösterisine sapabilir. Aslında altını çizdiği "üzül" dür. O duruma gerçekten sevinememişse, dostluğu samimiyse o zaman da "boş ver gitsin" "takma" gibi kelimelerle daha samimi ve gerçek dost olduğunu ortaya koyar. Kullandığımız dil kalıbı aslında kişiliğimizi duygu ve düşüncelerimizi ele verir.
*Bazen insanlar gıybet etmekten çok hoşlanırlar gördüklerini duyduklarını çok hızlı bir şekilde hikayeleştirir aslı olmasa da akla yatkın hale getirerek nasıl olmasını istiyorsa öyleymiş gibi anlatarak öncelikle rahatsızlık duyan kendisini rahatlatır.
*Bazen insanlar ne hissediyorlarsa onu yaşatırlar karşılarındakilere. Tüm duyguların bulaşıcı olduğunu bilemeseler de tecrübeleri onları karşı tarafta hangi duygu durumunu yaşatmak istiyorlarsa öyle davranmayı öğretmiştir.

*Bazen insanlar hayallerini yalanlarında yaşatırlar. Aslında kendilerini ele verdiklerinin farkında değillerdir. Hele hele dinleyenin anlatana işi düşmüşse o zaman ne anlatırsa anlatsın hep onaylanacak, inanıyormuş gibi yapılacak ve anlatan anlattıkça gaza gelecek sonra dinleyenden daha çok hoşlanacak ve de onun kendisinden beklentilerini işine geldiği kadarını yerine getirmeye çalışacak. Birileri bize "evet efendim, haklısınız, çok doğrusunuz, harikasınız...vb" diyorlarsa aslında onların bedava dinlemediklerini bilmeliyiz...
*Sürekli onay arayan marazi yönlerimizden yaralı egomuz sorumludur çocukluğumuza gitmeye gerek olabilir.
*Ne kadar çok şeyin farkındaysanız ne kadar çok şey biliyorsanız beyninizde o kadar çok bağlantıya, nöral ağa sahipsiniz demektir. Daha fazla konu, daha fazla kavram, daha fazla otomatikleşmiş davranış, baktığı, duyduğu ve okuduğu zaman en fazlasını gören, en fazlasını anlayan ve hisseden olmayı getirir. Nöral ağların seyrekse jeton o kadar geç düşer veya hiç düşmez. Bol bol okuyun araştırın merak edin ve daha çok konu hakkında bilgi sahibi olun ki ağlarınız daha sık olsun daha parlak zekaya sahip olun.
"Sabah otobüse binen bir kadına sormuştum 'abla nereye böyle?', ‘başbakan bizi çağırdı toplantı yapacak, açılım varmış zengin olacağız’ demişti. Dönüşte tesadüfen inişleri sırasında 'abla nasıl geçti?' diye sormuştum. Ablamın yanıtı 'Balık Ayhan çaldı, Kibariye söyledi, biz de göbek attık...' Aradan dört yıl geçti ablam halen göbek atıyor.
*İsteyen istediği dilde eğitim yapabilse, isteyen istediği gibi giyinip istediği yerde çalışıp okuyabilse, isteyen düşündüğünü korkmadan ifade edebilse, isteyen istediği yerde istediği biçimde ibadetini yapabilse; devlet gardiyan değil garson olabilse, bu ülkede kavga değil barış, düşmanlık değil kardeşlik olsa kim ne kaybeder bunu tam olarak anlamış değilim...
*Tüm kutsal kitapların ortak noktası "çalmayacaksın, yalan söylemeyeceksin ve adam öldürmeyeceksin" der. Bu değerler evrenseldir.Neye inandığın, nasıl ibadet ettiğin ve nasıl giyindiğin den çok, nasıl davrandığın senin tüm dünya için nasıl bir kişi olduğunu belirler...Şu an gözlediğimiz sanki dinin içinden ahlakı çekip çıkartmışlar sadece ritüeller ve şekli abartmışlar gibi geliyor insana...Aydın insan evrensel değerler içinde kalarak gücü elinde tutanı eleştirebilmelidir. Aksi durumda hastasına bakmayan doktorun bilgisinin anlamsızlaşması gibi "aydınım" demenin de bir anlamı olamaz... Kötülüğün ödüllendirildiği iyiliğin cezalandırıldığı bir dönemi görmezden gelme kötülüğe hizmet değil midir..

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa