1 Kasım 2014 Cumartesi

Neden kaygılısınız?

    Neden kaygılısınız? 
Neden kaygılısınız?  "Başarısızlıktan korktuğum için." 
Başarısız olmaktan neden korkuyorsunuz? "Kendimi yetersiz görüyorum"
Kendinizi neden yetersiz görüyorsunuz? "Öz güvenim yok"
Öz güven eksikliğiniz nedendir? "Yetersiz çalıştığımı düşünüyorum"
*Sınav kaygısını yenmenin en garantili yolu başarısızlığa hiç ihtimal vermeyecek kadar iyi hazırlanmış olmaktır. Çok iyi çalışan kişinin yetersizlik duygusu azaldıkça öz güveni çoğalacaktır. Öz güveni yüksek kişide olabilecek kaygı düzeyi en verimli seviyesindedir.
*Zehirle ilacı ayıran dozudur. Kaygının uygun dozu ilaç gibidir. Sıfır kaygı, kaygısız olmak başarısızlık getirir. Kaygı fazlalığı insanı bloke eder, kaygı çokluğu zehirler. 
*Düzenli,  disiplinli ders çalışarak sınava hazırlananların kaygıları onlara faydalı olacak düzeydedir. Kaygının belirli ölçüde olanı oldukça faydalıdır. Çünkü kaygının en faydalı olduğu seviyede insan daha canlı, dikkatli ve başarılıdır.  Yüksek kaygı insanı bloke eder. Kısa devre yapan elektriklerin kesilmesi gibidir.   Uçurtmanın havalanmasını  başarı olarak kabul edersek, rüzgar uçurtmanın uçması için gerekli ve faydalıyken;fırtına ise uçurtmayı parçalayacağından zararlıdır. Rüzgarın hiç olmaması ise uçurtmanın havalanamamasıdır. 
*Kaygı başladığında, "kaygılıyım" değil, kaygı "duygusu yaşıyorum" dememiz kaygıyı kontrol etmemizi, daha faydalı düzeyde kalmasını sağlar. Oluşan duygunun önüne aklı koymak size "duruma hakimim, her şey kontrolümde ve her şeyin farkındayım" duygusunu yaşatır. Kontrol, hakimiyet ve farkındalık, oluşan duyguların yönetimini sağlar
*Sınav kaygısı hastalıklarda olduğu gibi tedavi edici çözümlerden çok, önleyici çözümler üzerine çalışmalısınız.
*Sınav kaygısı=Felaketleştirme/Dayanıklılık; formülüne göre dayanıklılığın arttırılması kaygıyı azaltacaktır. Dayanıklılığın artması için düzenli ders çalışma, egzersiz, diyafram nefesi, olumlu duygu üretme becerisini kazanma, konuştuklarımızın bizi dönüştüreceğinin farkında olmak ve olumlu dil kalıbını geliştirmek,  olumlu duygu durumlarında ki duruş ve mimiklerimizin bizi hep olumlu halde tutacağını bilmek, gülümsemeyi öğrenmek, mizah duygusunu geliştirmek, olumlu anılar biriktirmek faydalı olacaktır.
* Tüm duygular gibi kaygı duygusu da bulaşıcıdır. Kaygılı, geçmişe dönük, sorun odaklı yaşayan kişilerden uzak dur. Dışa dönük, çözüm odaklı yaşayan ve neşeli çalışkan kişilere yakın dur. 
*Çocukluk dönemlerinizin geçtiği mekanları gezmek sizi rahatlatır.  
*İnsanların zihinsel olarak en verimli olduğu anlar, en mantıklı olabildiğiniz aklınızın en çok çalıştığı anlar en rahat sakin ve keyifli anlarınızdır.  Tüm patentli buluşlar o anlar da ortaya çıkarlar. Çok sıkıntılı, üzüntülü ve kaygılı anlarınızda konuya odaklanma, çözüm üretme zorluğu yaşarsınız.
*Geçmişin pişmanlıkları, geleceğin kaygıları bizi anı yaşamaktan uzaklaştırır.  Anı yaşamak için etrafımız da duyduklarımıza, gördüklerimize ve o anlarda hissettiklerimize dikkat ederek fark etmeliyiz. O anda beynimiz değil; gözümüz, kulağımız ve hislerimiz devrededir yargılamadan düşünmekteyiz.  Anın tüm detaylarına aldığımız nefese, yediğimizin tadına, dış ortamın seslerine odaklanıyoruz.  Bu bir farkındalık terapisidir.
*Faaliyet terapisi kendimizi o an yaptığımız işe odaklanmaktır. Müzik terapisi, spor terapisi, sohbet terapisi, yürüyüş terapisi...vb bizi ana odaklayarak bizi rahatlatırlar.
Sözcüklerimize dikkat
* Sözcükler tüm varlığımıza nüfuz ederler.  Dolayısıyla iyi, umutlu, mutlu, enerjik, hayat dolu, keyifli ve neşeli olmamızı sağlarlar ya da tam tersi keyfimizin kaçmasına neden olurlar. Varlığımızın en derin noktalarına girerek bizlerin asık suratlı, aksi, keyifsiz ve nihayet hasta olmamıza neden olurlar. Sözlerinize dikkat edin ne konuşursanız o olursunuz. “Kelebeğin kanat çırpması, binlerce kilometre öte de fırtınalara neden olabilir” diyen görüş, bumerang etkisinden bahseder.   Çevremize verdiğimiz selam, gösterdiğimiz güler yüz ve söylediğimiz içten gelen samimi bir söz, dönüp dolaşıp bizi bulacaktır.  Yaratılan olumlu atmosfer içinde oluşan rüzgar bizi de serinletecektir. Siz dünyayı değil kendinizi düzeltin dünya zaten düzelir.
Sınav anınızı dışarıdan seyredin 
 *Sınav öncesi sınav yerini gidip görünüz. Sınav anını gözünüzde canlandırırken o anda sınıfın kapısının üzerinde çekim yapan kameradan nasıl göründüğünüzü hayal edin. Kendinizi uzaktan seyredin. Sınav anınızın hayalinin içinde yaşamayın. Kontrol için dışarıda durun. 
* Aklına hürmet ettiğiniz, akıllı bulduğunuz örnek aldığınız kişi sizin yerinizde olsaydı nasıl davranırdı.
*geçmişte çok kaygılanığınız halde bugün size komik tuhaf ve basit gelenleri hatırlayın bugünü de on yıl sonrasından görmeye çalışın. 
*Olumsuz düşünceler otomatik üretilirken olumlular çaba ve bilinç gerekir. Savaşta dövüşenlerden çok kaçanlar ölür.   Başarı dileklerimle...

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa